22 Ağustos 2009 Cumartesi

açelya, açelya, adaçayı, ada karanfili, ağlayan gelin, akasya, amerikan hanımeli, ana kokusu, ananas, , ardıç, aslanağzı, ateş çiçeği, âvize fidanı, ay çiçeği, ayı pençesi, azelya, babunec, badem, ballıbaba, begonvil, begonya, benefşe, biberiye, boru çiçeği, boya çiçeği, buhurumeryem, cemali güzel, ciğerci sığırı, civan perçemi, çadır çiçeği, çadır perçemi, çakal nergisi, çalba, çan çiçeği, çarkıfelek, çıngırak otu, çiğdem, çingülü, çoban yastığı, çuha çiçeği, dağ çayı, dağ sümbülü, defne, deligül, devedikeni, devetabanı, dönbaba, ebegümeci, eğreltiotu, elma çiçeği, erguvan, erik çiçeği, eşek dikeni, eşek lâlesi, fesleğen, fındık çiçeği, fırıldık çiçeği, frezya, firuze çiçeği, fulya, galhatmi, gardenya, gâvur gülü, gecesefası, gelincik, gelinelçiçeği, geven, glayör, guğu çiçeği, gül, güldefne, gülgoncası, gülibrişim, gündöndü, günebakan, günüş gülü, hanım düğmesi, hanım sallandı, hanımeli, haseki küpesi, haşhaş çiçeği, hatmi, helyotrop, hercai menekşe, hezaren, horoz ibiği, hüsnüyusuf, ıhlamur, ıtır çiçeği, inci çiçeği, iris, itrişahi, kadife çiçeği, kahkaha çiçeği, kaktüs, kamelya, kan damlası, kandil çiçeği, karagözlüm, karanfil, kartopu, kasımpatı, kaynanadili, keşişbaşı, kevke, kına çiçeği, kirli hanım, koçuk, korunga, krizantem, kuşkonmaz, küpe çiçeği, küsme çiçeği, küstüm çiçeği, lâden ağacı, lale, lâle, lâle-i nu'man, lâtin çiçeği, leylak, leylâk, lilyum, lisan-i sevir, mahmur çiçeği, manisa lâlesi, manolya, melekotu, menekşe, menekşe gülü, menevşe, mersinağacı, meryamana eli, meryemana kandili, meyan, mimoza, mine çiçeği, mor salkım, mümüdük, müşgülüm, nane, nergis, nevruz çiçeği, nilüfer, orkide, orman gülü, ortanca, öksekotu, öksüzoğlan, öküz dili, papatya, patlak çiçeği, peleseng, petunya, piyan, portakal çiçeği, reyhan, rezene, sabun çiçeği, saffetiderûn, saksı çiçeği, saray çiçeği, saray patı, sardunya, sarı şebboy, sarmaşık, sediryaprağı, semen, sevgi çiçeği, sığırdili, sığırkuyruğu, sıklâmen, sim, susen, sümbül, sümbülteber, süsençiçegi, şakayık, şakayık-ı numan, şebboy, şeftaliçiçeği, terslâle, toprak kabul etmez, turna gagası, üçgül, vapurdumanı, yaban gülü, yanardöner, yasemin, yenibahar, yer somunu, yılan yastığı, yıldız çiçeği, yüksükotu, zambak, zerrin, zerrinkadeh, zeymuran, zeytinçiçeği, zülfüarus
Şifalı bitkiler konusu henüz bilimsel bir temele oturmuş değil, bu bitkilerin kullanımı konusunda çok dikkatli olunması gerektiği belirtildi.
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Aynacıoğlu,yaptığı açıklamada, doğal bitkilerden yapılan ilaçların çok eskiden beri kullanıldığına işaret ederek, “Önemli olan, hastalıkların tedavisinde modern tıbbın imkanlarından faydalanmaktır. Ancak, hastalıkların tedavisi için ülkemizde olduğu gibi bir çok değişik ülkede de doğal bitkilerin kullanıldığına tanık oluyoruz” dedi.
Bilimsel açıdan, tedavi için modern tıbbın ürünü olan ilaçların kullanılmasını tercih ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Şükrü Aynacıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak, yasal olarak izin alınarak yapılan ve satılan doğal bitki ilaçları konusunda da yapılacak bir şey yok. İnsanların ilgisi var ve bu tür doğal bitki ilaçları satışı yapılan iş yerlerinin sayısı sürekli artıyor.”
Hastaların, tedavi konusunda bilinçli davranmasını isteyen Prof. Dr. Aynacıoğlu, doğal bitkilerden yapılan ilaçların tedavi edici özelliğinin kanıtlanmadığını ama bir çok kişinin (bir yan etkisi yok, belki derdime derman olur) düşüncesiyle bu tür ürünleri kullanmayı tercih ettiğini aktararak, “Bu kullanımda, alışkanlıkların ve bir anlamda, çaresizliğin de payı olduğunu düşünüyorum. Örneğin, kanser olan bir insan tedavi için her duyduğu şifalı bitki ilacını deneme yoluna gidiyor. Hatta, bu konuda, şifa bulmak için Çin gibi çok uzak ülkelere giden insanlara da tanık oluyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Şükrü Aynacıoğlu, bitkiler konusunda reklamların da çok etkin rol oynadığına dikkati çekerek, kısa bir süre önce bir çok hastalığa iyi geldiği konusunda reklamı yapılan nar suyuna büyük talep olduğunu da sözlerine ekledi.